Risk yönetimi (ISO 31000), Risk Nedir? Risk Yönetimi Nedir ve Nasıldır? Risk Yönetiminin Faydaları Nelerdir?
Risk
yönetimi (ISO 31000):
![]() |
ISO 31000 |
Risk Nedir?
Riskler
önceden tahmin edilemez. Risklerde her zaman belirsizlikler vardır. Bu
belirsizlikler olumlu ya da olumsuz sonuçlar getirir. Aynı zamanda risk tehdit
anlamına da gelir. Tehditler de olumsuz sonuçlar getirir. Riskler zamana,
olaya, yere göre değişiklik gösterir.
Riskler,
hedef üzerindeki belirsizlik etkisidir. Bu etkiler pozitif veya negatif
olabilir. Risklerin hedefleri farklı hususlara sahiptir (örneğin; finans,
sağlık ve güvenlik, çevresel amaçlar) ve farklı seviyelerde uygulanır (örneğin;
strateji, ürün, süreç, proje).
Risk
yönetimi ile riski yönetmek arasında büyük fark vardır. Risk yönetimi, riskleri
etkili bir şekilde yönetmektir yani amaç ve hedefleri yönetmektir. (örneğin;
prensipler, çerçeve, süreç). Riski yönetme ise bu yapıyı belirli risklere
uygulamaktır.
Risk Yönetimi Nedir ve Nasıldır?
Bir
kuruluşun bütün faaliyetlerini riskler içerir. Kuruluşlar, riskleri yönetmek
için önce riskleri belirleyip, analiz eder ve daha sonra risklerin kriterlerini
sağlamak için risk iyileştirmeleriyle riskleri değiştirip
değiştiremeyeceklerini analiz ederler. Bu süreç boyunca kuruluşlar paydaşlarıyla
iletişim içinde olur ve daha fazla risk iyileştirmesine gerek olup olmadığına
emin olana kadar riskleri değiştiren kontrolleri izler ve gözden geçirirler.
Risk yönetimi pek çok alanda ve seviyede, herhangi bir zamanda, bütün bir
kuruluşa, projelere ve faaliyetlere uygulanabilir. Bu standart uygulandığında
kuruluş için kapsamlı bir çerçeve sağlar. Risk yönetimi etkin bir şekilde
uygulandığında verimli ve tutarlı yönetileceğini ve doğru verilerin bizlere geleceğini
temin eder. ISO 31000 Standardında açıklanan genel yaklaşım, riski sistematik,
saydam, güvenli bir kapsam içinde, ilgili bağlamlarıyla birlikte yönetmek için
uygun prensipler ve kılavuzlar sağlar. ISO 31000 Standardı bu adımları sistematik
bir sırayla detaylıca açıklar. Bu standart kuruluşların ilgili tüm süreçlerini
bütünleştirmek için bir çerçeve geliştirmesini, belirlemesini ve sürekli olarak
iyileştirmesini tavsiye eder. Genel olarak, ISO 31000, bir risk yönetim
sisteminin özelliklerini planlamak, uygulamak, ölçmek ve öğrenmek, ancak
yönetim sistemi standardının gerektirdiği bağlam, liderlik ve destek
özellikleri hakkında daha az açık bilgi vermek için ayrıntılı yönergeler
sağlar.
Kuruluş,
risklerini yönetebilmek için PUKO döngüsünü sistematik bir şekilde
uygulamalıdır. Üst yönetim, organizasyonda yetki ve sorumlulukları, kapsam
içindeki ilgili tüm süreçleri ve faaliyetleri belirlemeli ve gerekli tüm
kaynakları sağlamalıdır. Üst yönetim, risk tutumlarını belirlemeli ve bunu
politika ve hedeflerde bahsetmeli, yetki ve taahhüt içermeli ve standart hale
getirmelidir (riski değerlendirmek- sonuçlandırmak- takip etmek- sürdürmek-
riski almak- riskten kaçınmak). Ve kuruluş bunları ilgili paydaşlarına
bildirmelidir.
Riski yönetmek için sorumlu ve yetkili kişi veya bölüm belirlendikten sonra risk yönetim süreci başlar. Risk yönetim süreci iç ve dış kapsamını, iletişim ve istişareyi, paydaşlarını, risk değerlendirmesini, risk tanımlamasını, risk kaynağını, olay, sonuç, ihtimal, risk profilini, risk analizini, risk kriterlerini, risk seviyesini, tekrar bir risk değerlendirmesini, risk iyileştirmesini, kontrolünü, artık riski, izleme ve gözden geçirmeyi içerir.
Günden güne
kuruluşların karşı karşıya olduğu risklerin sayısı artmaktadır. Rekabet avantajı kazanmak için risk
yönetimi kullanılmalıdır. Gelişmiş risk yönetimi sayesinde üst düzey yönetim ve
kurul, açık bir risk değerlendirmesinin strateji seçimini nasıl olumlu yönde
etkileyebileceğinin daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır. Risk yönetiminin
mevcut yönetim faaliyetlerine entegre edilmesi, risk bilgilerinin yöneticiler
ve yönetim kurulu üyeleri tarafından kullanılan yönetim bilgilerinin bir
parçası olmasını sağlayacaktır. Bu, risk yönetiminin yalnızca risklerin bir
listesini oluşturmak ve yönetmekle ilgili olduğu algısının üstesinden gelmeye
yardımcı olacaktır. Bu
risklerin bazıları organizasyonun yönetilmesi ile ilgilidir ve diğerleri
pazardaki hızlı ve / veya beklenmeyen değişikliklerle ilgilidir. Çoğu kuruluşun
aşağıdakilerle ilişkili riskleri yönetmesi gerekir:
• Değişken
maliyet veya hammaddelerin bulunabilirliği,
• Emeklilik
/ emeklilik / sosyal yardımların maliyeti,
• Fikri mülkiyetin
(IP) öneminin artması,
• Daha fazla
tedarik zinciri ve ortak girişim bağımlılığı ve karmaşıklığı,
•
Düzenleyici baskılar ve yasal gereklilikler artması.
Pazardaki
değişiklikler daha da dramatik olabilir ve şunları içerir:
• Uçucu
piyasalar ve müşterilerin, tedarikçilerin ve ürünlerin küreselleşmesi,
• Pazarda
artan rekabet ve daha büyük müşteri beklentileri,
• Ürün
inovasyonu ve ürün teknolojisindeki hızlı değişiklikleri,
• Ulusal
ekonomilere yönelik tehditler ve kısıtlı dünya ticareti özgürlüğü,
•
Uluslararası organize suç ve artan siyasi riskler için potansiyel,
• Aşırı hava
olayları imha ve / veya nüfus kayması ile sonuçlanır.
Kuruluşlar,
risk ve risk yönetimine proaktif bir yaklaşım benimseyerek aşağıdaki dört
iyileştirme alanını gerçekleştirebilirler:
• Strateji,
çünkü farklı stratejik seçeneklerle ilişkili riskler tam olarak analiz edilecek
ve daha iyi stratejik kararlara ulaşılacaktır.
• Taktikler,
çünkü taktiklerin ve mevcut alternatiflerin içerdiği risklerin seçimine dikkat
edilecektir.
• Operasyonlar,
çünkü aksaklığa neden olabilecek olaylar tespit edilecek ve bu olayların
olasılığını azaltmak, hasarı sınırlamak ve maliyeti içermek için aksiyonlar
alınacaktır.
• Yasal
ve müşteri yükümlülüklerine uygunluğun sağlanamaması ile ilgili riskler tanınacağı için uyum artırılacaktır.
Risk Yönetiminin Faydaları Nelerdir?
1. İleride
karşılanabilecek zoru durumları ön görür,
2. Hedeflere
daha rahat ulaşılır,
3. Riskler
ortaya çıkmadan önlem alınır,
4. Proaktif
yönetimi cesaretlendirir,
5. Sürpriz
ve kayıpları en aza indirir,
6. İlgili
yasal mevzuatlara uyum sağlanır,
7.
Paydaşların güveni artar,
8. Hızlı ve
etkili karar almaya yardımcı olur,
9. Zaman
tasarrufu sağlar,
10. Kaynak
israfını azaltır,
11. Riskler
kabul edilebilir düzeylerde tutulur,
12. İş
sürekliliği sağlanır,
13. Puko
döngüsü yaşatılır,
14. Kuruluş
içinde riskin belirlenmesini ve ele alınmasını sağlar,
15. Fırsat
ve tehditlerin belirlenmesini sağlar,
16. Karar
verme ve planlama için güvenilir bir temel oluşturur,
17. Kaybın
önlenmesini ve en aza indirgenmesini sağlar,
18.
Kuruluşun içinde bilinç, disiplin, eğitim ve öğretimi arttırır,
19.
Operasyonel etkinliği sağlar ve verimliliği artırır.
Yorumlar
Yorum Gönder